astronomi

Güneş Sisteminin En Tırt Gezegeni: Uranüs

Uranüs özelliksiz bir gezegen değil. Aslında Güneş Sistemi içindeki konumunda, kendine özgü birçok özelliği var. Fakat bu gezegen hiçbir zaman umursanamakta. Belgesellerde dahi üzerinde saatlerce isminin İngilizce telaffuzunun “Your anus” ifadesini andırması üzerine saatlerce geyik yapılır, özelliklerinden kısaca bahsedilir ve geçilir. Kendisine çok benzeyen Neptün dahi çok fazla şımartılan bir gezegen. Gerek rengi, gerek Plüton’un atılmasından sonra sistemdeki son gezegen sayılması, gerek üzerindeki büyük lekesi dolayısıyla Neptün’den her zaman uzun uzun bahsedilirken Uranüs’e karşı tık yoktur.

Ay ile İlgili Enteresan Gerçekler

Ay tüm Güneş Sistemi’ne bakıldığında gezegeni ile arasındaki ilişki en enteresan durumda olan uydudur. Her şeyden önce Ay Dünya’nın uydusu olabilmek için çok büyüktür. Bu da doğal olarak uydu şeklinde oluştuğu düşüncesini çürüten bir durum. Ay Dünya’nın yaklaşık dörtte biridir ve Güneş Sistemi üzerinde bu şekilde orana sahip başka bir gezegen - uydu ikilisi bulunmuyor. Ay ve Dünya’dan sonra sistemde en büyük orana sahip bir sonraki ikili, sekizde bir oranıyla Jüpiter ve Ganymede ikilisidir.

Dünyanın İlk Uzay Teleskobu Hubble 25 Yaşında

Nisan 1990 yılında uzaya gönderilen Hubble Uzay Teleskobu 25. yılına girdi. İlk uzay teleskobu olan Hubble eski olmasına rağmen bir çok özelliğe sahiptir. Amerikalı astronom Edwin Hubble anısına ismi bu teleskoba verilmişti. Hubble Uzay Teleskopu(HUT), STS-31 görevi sırasında Uzay Mekiği Discovery tarafından Dünya yörüngesine tam olarak 24 Nisan 1990 yılında yerleştirildi. Başarılı performansıyla Hubble Uzay Teleskobu uzayın incelenmesinde en başarılı fotoğrafları çekti. Yeryüzünden 569 kilometre yukarıda olan Hubble 800.000 gök cisminde 1 milyondan fazla gözlemde bulunmuştur.

Evreni Saran Enerji: Kozmik Mikrodalga Arkaplan Işıması

Evrenin yaklaşık 13.7 milyar yıl önce Big Bang denen olay ile birlikte oluştuğu yapılan hesaplamalar sonucu biliniyor. Big Bang teorisinden bu kadar emin olunabilmesinin nedeni kolayca gözlemlenebilir sonuçlarında yatıyor. Her şeyden önce evrendeki gök cisimlerinin bir arada bulunduğu en büyük yapılar olan galaksiler birbirlerinden hızla uzaklaşıyor. Ayrıca evrenin her noktasına yayılmış olan bir radyasyon da Big Bang’in kuvvetli bir kanıtı. Televizyonda frekansı ayarlanmamış boş bir kanal açtığınızda görülen karıncalanmanın, radyoda aynı şekilde görülen cızırtıların nedeni bu arkaplan ışımasıdır.

Kuasar Nedir, Ne Değildir II

Uçsuz bucaksız evrende keşfedilmeyi bekleyen sayısız gök cismi bulunur. Sırlarla dolu bir evrende yaşamaktayız. Evrenin en uzak ve karanlık köşelerinde ulaşamayacağımız galaksiler, gezegenler, yıldızlar, kara delikler, kuasarlar ve henüz keşfedemediğimiz birçok göz cismi bulunur. Bunlardan biri olan kuasar muazzam parlaklığıyla dikkatini çekmektedir. Kuasar Nedir? Kuasarların evrenin genç zamanlarında oluştuğu tahmin edilmektedir. İlk olarak merkezlerindeki devasa kara deliklerin çekim gücüne kapılan çok fazla maddenin ısınıp ışık yaymasıyla muazzam bir parlama kazandıkları düşünülmekteydi.

Diğer Gezegenleri Dünyalaştırmak: Terraforming

Petrolün bulunup işlenmeye başlanması, motorlu taşıtların icadı ve Sanayi Devrimi’nden sonra Dünya hızlı bir şekilde kirlenmeye başladı. Fabrikaların kimyasal atıkları, ormanların tahrip edilmesi, fabrika ve motorlu taşıtların atmosfere saldıkları karbondioksit Dünyanın dengesini bozmaya yetmiştir. Su kirliliği, hava kirliliği atmosferdeki ozon tabakasının zayıflaması (Ozon tabakası Güneşten gelen ultraviyole ışınlarını tutan tabaka) zararlarını göstermeye başladı. Küresel iklim değişiklikleri, asit yağmurları, kuruyan göller, nesli tükenen canlılar, kuraklık ve doğal felaketler bize yakın zamanda Dünyanın yaşanılamayacak bir yer olacağını gösteriyor.

Işığın Dahi Kaçamadığı Gökcismi: Karadelik

Karadelikler güneşten birkaç kat daha büyük yıldızların son evresidir. Karadelikler, muazzam bir çekim gücüne sahip, ışığı dahi içine çekip kaçmasına izin vermeyen gök cisimleridir. Karadeliklerin sonsuz kütleye sahip oldukları varsayılır. Bu kütlelerine rağmen hacimleri çok küçüktür. Kilometrelerle ifade edilebilecek kadar küçüktürler. Karadelik kavramı Albert Einstein’ın genel görelilik kuramıyla ortaya çıkmıştır. Sonra Karl Schwarzschild “Einstein alan denklemleri” adlı kara deliğin varlığı ortaya atan bir yazı yayınlamıştır. 1971 yılında ilk karadelik Uhuru uydusu tarafından Kuğu takımyıldızında tespit edilmiştir.

Kuasar Nedir, Ne Değildir

Evrenin geri kalanında yer alan gözlemlenebilir objelerle kıyaslandığında çevresine muazzam güçte enerji yayan gök cisimlerine kuasar deniyor. İngilizcede Quasar ismi “Yıldız benzeri radyo kaynağı” anlamına gelen “Quasi-stellar radio source” ifadesinden gelmekte. Standart bir galaksiye nazaran milyonlarca kat küçük boyutlarda olmalarına rağmen bu gök cisimleri bir galaksiden çok daha parlak ve yüksek enerjiye sahip olarak gözlemleniyor. Radyo dalgaları dahi yayabilen bu cisimler ilk keşfedildiklerinde bunların dünyanın gözlemlenebilir evreninde yalnızca en uzak köşelerde, en yaşlı gök cisimleri oldukları düşünülüyordu.