Skip to content
  • Ana sayfa
  • Blog
  • Discord
  • Reklam ver
  • İletişim

Sabahlatan

Uykusuzluğa bahane

Sabahlatan

Uykusuzluğa bahane

  • Bilim
  • Tarih
  • Teknoloji
  • Dil
  • Sinema
  • Sanat
  • Felsefe
  • Genel Kültür
  • Siyaset
  • Maddesel
  • Bilim
  • Tarih
  • Teknoloji
  • Dil
  • Sinema
  • Sanat
  • Felsefe
  • Genel Kültür
  • Siyaset
  • Maddesel
En son
  • Bir yıldız nasıl doğar?
  • Veri Gizliliği ve Güvenliği Hakkında
  • P2P Network Yapısı ve Kullanım Alanları
  • Silinen Dosyalar Neden Aslında Yok Olmaz
  • Oyun Motoru Arşivi
  • TRON Kurgusal Evreni
Home➤Sanat➤Müzik➤Müzik Teorisi ve Solfeje Giriş I
Müzik teorisi ve solfej
MüzikSanat

Müzik Teorisi ve Solfeje Giriş I

Doruk
26 Şubat 20170

Bu yazı serisiyle birlikte plaj gitaristi avına çıkıyoruz. Gitarın bir ergen enstrümanı haline gelmesi bu çağın vebası. Birkaç akorun basılması ve tellere vurulacak birkaç kalıplaşmış ritmin öğrenilmesinin müzisyenlik olarak anılması bu işin bütün ciddiyetini yok ediyor.

Eğer hayatınızı müziğe vermemişseniz, bütün gününüz müzikle uğraşarak geçmiyorsa ve kulağa hitap eden tüm sesleri elinizle koymuş gibi o belirsizlik içerisinde bulabiliyorsanız, notaların adını bilmenize gerek yok. Müzik teorisi bu aşamada bireysellikten dışarı çıkılmadığı sürece gereksiz, fakat doğal olarak bu geçerli değilse ve müzik yapmaya heveslendiyseniz bu kavramı seve seve öğreneceksiniz. “X müzisyeni nota bilmiyormuş” bahanelerinde yer alan müzisyenler başta saydığım sınıfa giriyor. Dolayısıyla bu bahaneler herkesi kapsayacak nitelikte değil.

Şimdi bireysellik konusuna girelim. Müzik teorisi müziğin matematiğidir; formüle edilmiş, kağıda dökülmüş ve etkin olarak kullanabilmek adına parçalara ayrılmış halidir. Bilmeyen birinin ortaya çıkaracağı ses yığını, yalnızca kendine ve çok nadir kişiye, büyük oranda müzikten hiç anlamayan insanlara hoş gelir. Müzisyenler arasında iletişimin anahtarıdır. Bir grup olarak iş yapılacağı zaman herkesin hangi notanın, hangi gamın, hangi ritimlerin kullanılacağını bilmesi açısından gereklidir. Müzik teorisi bu şekilde. Solfej ise o herkesin kafasında canlanan, bunların kağıt üzerinde sanatsal olarak gösterim şeklidir.

Batıda notalar ortaya çıkmadan önce, parçalar taklit yoluyla yayılmaktaydı. İnsanlar parçaları bir başkasının çalışına bakarak, dinleyerek aynısını çıkartmaya çalışarak çalıyordu. Burada her şey muğlak ve göreceliydi. Parçalar değişim geçiriyor ve kayıt imkanı olmadığı için yıllar geçtikçe yok olabiliyorlardı. Müziğe herkesin kabul ettiği, evrensel bir gösterim gerekliydi ve notalar ortaya çıktı.

Notalar aslında çok basit kavramlar ve bu alanda ritimler hariç her şey notaların üzerine inşa ediliyor. Giriş yapmak için önce sesi bir bütün olarak ele alalım ve parçalayarak yavaş yavaş daha karmaşık konulara doğru ilerleyelim.

Ses denen olgu titreşimden ibarettir. Kulaktaki reseptörler yalnızca bu titreşimleri algılayarak sinirler yardımıyla beyne gönderir ve orada bu sinyaller insan algısına yönelik biçimlere dönüştürülür. Kulağın tek özelliği sesi algılama konusunda hassas olmasıdır. Sağır olan insanlar dahi çok yüksek şiddetteki veya bas sesleri vücutları yardımıyla algılayabilir. Sesi oluşturan bu titreşimlerin sahip olduğu frekans, yani titreşme sayısı sesin incelik ve kalınlık arasındaki hangi aralıkta olacağını belirler. Bas seslerin frekansı düşüktür, bunun anlamı aynı zaman dilimi içerisinde daha az tekrar sayısına sahiptir. Tiz sesler ise tam tersi, çok daha fazla tekrara sahiptir. Tabii bunun fiziksel ismi dalgaboyu, fakat şu an işin içine fiziksel terimleri katmanın manası yok. Basitçe kavramanız yeterli. Sesleri üretmek için uygun frekansta titreşim yaratmak yeterli, fakat tek bir frekansın ham ve yalın titreşimi o sesi doğru verse de kulağa hoş ve sanatsal gelmez. Enstrümanlar sesi yapılarına göre süsler; farklı alt ve üst seslerle, kimi zaman aynı sesin farklı oktavlardaki versiyonlarıyla birleştirip insan kulağına hitap eder hale getirir.

İnsanlar sesin farklı frekans aralıklarını çeşitli tekrar eden parçalara böldüler. Batı müziğinde bu 7 aralık olarak belirlendi. Sonradan bu 7 tam ses aralığına yarım sesler de ilave edildi. Fakat her aralık doğrudan ikiye bölünmedi, seçimler tamamen kulağa hoş gelen kısımları ortak bir kararla seçme yönünde yapıldı. Sonuç olarak ortaya 12 aralıklı, kendini periyodik olarak tekrar eden bir yapı çıktı. Tekrar etmesinden kasıt şu: Blok flüt alarak gittiğiniz ilk ve ortaöğretim müzik derslerinde öğretilen “Kalın do” notasını hatırlayın. Müzikle ciddi olarak ilgilenen biri için kalın do diye bir şey yoktur, bu yalnızca tek bir oktavı temel alan çalışmalarda üstteki oktavda yer alan notadan bahsetmek için kullanılan bir tabir. Tıpkı burada olduğu gibi, nota sıralamaları bittiği noktadan tekrar başlayarak bu şekilde devam eder. Oktav bir notanın tekrar kendine ulaşılana kadar ilerlenen aralıktır. Örneğin Do – Do arası, Mi – Mi arası birer oktavdır.

Do, Re, Mi, Fa, Sol, La, Si olarak bilinen isimlendirmenin kaynağı Aziz Iohanne Battista olarak anılan bir Hıristiyan ilahisinden geliyor. Daha çok Akdeniz ülkelerinde notalar için bu isimlendirme kullanılsa da, birçok batı ülkesinde A, B, C, D, E, F, G şeklindeki isimlendirmeye rastlanır. Gitar çalanların sıklıkla karşılaştığı A, Em, F# gibi akorların isimlerinin bu şekilde olmasının nedeni de bu. İlginç olduğu için ve daha önce yazmayı planlayıp sonradan vazgeçtiğim bir yazıda yer alacağından şu ilk notasyonun kökenine bir göz atalım.

Ut queant laxis
Resonare fibris
Mira gestorum
Famuli tuorum
Solve polluti
Labii reatum
Sancte Iohannes

Başlangıçta ilk nota Ut olarak kullanılsa da, sonradan kulağa hoş gelmesi ve kesinti yaratmaması açısından Do ile değiştirilmiştir. Son notanın ismi ise düzeni bozduğundan dolayı bu şekilde kullanılmamış, çok daha sonradan Si olarak atanmıştır.

Bunlar 7 ana nota, 7 tam ses aralığı. Bunlara ek olarak, aralarında yer alan yarım seslik aralıklar bulunur. Bir notadan yarım ses ileri gidildiğinde o notanın diyezine (#), yarım ses geri gidildiğinde bemolüne (♭) ulaşılır. Dolayısıyla örneğin Do ile Re arasındaki sesin ismi hem Do diyez [C# (Evet C#, o programlama dilinin ismi buradan geliyor)], hem de Re bemol (D♭)’dür. Bunları yeni öğrenen biri için diyez ve bemolden biri gereksiz gelebilir, tek bir sesi ifade etmek için birinden biri yetiyor. Fakat ilerleyen konularda neden gerekli olduğunu anlayacaksınız. Bir ipucu vermek gerekirse, bu tamamen solfej gösterimi için olması şart bir durum.

Bu aşamada en çok dikkat edilmesi gereken konuya geliyoruz. Mi ve Fa ile Si ve Do arasında ayrı bir ses yoktur. Bu notaların arası zaten yarım sestir. Bunun bu kadar önemli olmasının nedeni, tüm müzik teorisinin temelinin aslında bu kural olması. Şimdi batı müziğindeki notaların hepsini birden çıkaralım.

Do Do# Re Re# Mi Fa Fa# Sol Sol# La La# Si Do
veya
C C# D D# E F F# G G# A A# B C

Sondaki Do’yu eklememin nedeni, aralıktaki farkı daha iyi görebilmeniz adına. Notalar insan kulağının işitme sınırlarına ulaşana kadar aşağı ve yukarı frekanslara doğru tekrarlanarak devam eder.

Bunlar gitar klavyesindeki her bir perdede, piyanodaki siyah ve beyaz tuşların her birinde yer alan notaların tamamıdır. Piyanoda her beyaz tuşun arasında siyah tuş olmamasının nedeni de Mi – Fa ve Si – Do aralıklarının bu özel durumu.

Piyano tuşlarında notalar

Bu dersi burada bitirelim. İkinci yazıda çok daha ayrıntılı konulara girilecek, özellikle de gamların ve akorların nasıl yaratıldığından bahsedilecek. Bu sayede aklınıza gelebilecek standart her gam ve akoru yalnızca üzerinde düşünerek oluşturabileceksiniz. Bunlar ezberlenmesine hiç gerek olmayan, tamamen hesaplanarak ve kafa yorarak bulunabilecek yapılar. Aynı şekilde gitardaki ve piyanodaki tüm notaların hiçbir yere bakmadan nasıl bulunabileceğinin bilgisi de ikinci bölümde yer alıyor olacak.

Bölüm II

Related tags : akorgamgitarmajörminörmusical theorymüzik teorisimüzik teorisi dersmüzik teorisi öğrennotanotalarpiyanoplaj gitaristisolfej

Previous Post

Güneş Sisteminin En Tırt Gezegeni: Uranüs

Uranüs tutulma

Next Post

Müzik Teorisi ve Solfeje Giriş II

Müzik teorisi ve solfej

Related Articles

Deadpool Dördüncu Duvar Sanat

Dördüncü Duvar Nedir, Nasıl Yıkılır

Müzik teorisi ve solfej MüzikSanat

Müzik Teorisi ve Solfeje Giriş II

Deus Ex Machina Genel KültürSanat

Deus Ex Machina

Kategoriler

  • Bilim
    • Astronomi
    • Biyoloji
    • Sınırbilim
  • Biyoloji
  • Coğrafya
  • Dil
    • Dil Dersleri
  • Ekonomi
  • Felsefe
  • Genel Kültür
  • Kurgusal Evrenler
  • Maddesel
  • Sanat
    • Müzik
  • Sinema
  • Siyaset
  • Standart
  • Tarih
  • Teknoloji
    • Android
    • Oyun
    • Program
    • Programlama ve Tasarım
    • Sosyal Medya
  • Teoloji
  • Zeka Oyunları

İçerik Koruması

DMCA.com Protection Status
Creative Commons Lisansı
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Arşivler

© 2015 -2020 Sabahlatan. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. | Theme By WPOperation
  • Gizlilik
  • Reklam ver
  • İletişim
Sabahlatan gezinme deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Kabul edip etmemek size kalmış. Kabul et Reddet Detaylı bilgi
Gizlilik Politikası

Privacy Overview

This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these cookies, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may have an effect on your browsing experience.
Necessary
Always Enabled
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
Non-necessary
Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
SAVE & ACCEPT