akdelik

Var Olandan Olmaması Gerekeni Oluşturmak

Tarih boyunca keşfedebildikleri üzerinde çalışan insanoğlu bir noktadan sonra teorik çalışmalara daha fazla ağırlık vermeye başlamıştır. Var olan çeşitli fenomenlerin antitezlerinin de olduğunu varsayarak çeşitli bulgulara ulaşmayı denemiştir. Bir şey doğada varsa, onun tam tersi de bulunmalıdır düşüncesi tarihin çoğu diliminde insanların kafa yorduğu konulardan olmuştur. Değeri karekök -1 olan i sayısı yoktur, karadeliklerin aksine evrene hiç yoktan madde saçan akdelikler yoktur, Doctor Who dizisinin rüya ve uyanıklığın tarşıldığı bir bölümünde işlenen etrafını soğutan bir yıldız türü yoktur.

Işığın Dahi Kaçamadığı Gökcismi: Karadelik

Karadelikler güneşten birkaç kat daha büyük yıldızların son evresidir. Karadelikler, muazzam bir çekim gücüne sahip, ışığı dahi içine çekip kaçmasına izin vermeyen gök cisimleridir. Karadeliklerin sonsuz kütleye sahip oldukları varsayılır. Bu kütlelerine rağmen hacimleri çok küçüktür. Kilometrelerle ifade edilebilecek kadar küçüktürler. Karadelik kavramı Albert Einstein’ın genel görelilik kuramıyla ortaya çıkmıştır. Sonra Karl Schwarzschild “Einstein alan denklemleri” adlı kara deliğin varlığı ortaya atan bir yazı yayınlamıştır. 1971 yılında ilk karadelik Uhuru uydusu tarafından Kuğu takımyıldızında tespit edilmiştir.

Kuasar Nedir, Ne Değildir

Evrenin geri kalanında yer alan gözlemlenebilir objelerle kıyaslandığında çevresine muazzam güçte enerji yayan gök cisimlerine kuasar deniyor. İngilizcede Quasar ismi “Yıldız benzeri radyo kaynağı” anlamına gelen “Quasi-stellar radio source” ifadesinden gelmekte. Standart bir galaksiye nazaran milyonlarca kat küçük boyutlarda olmalarına rağmen bu gök cisimleri bir galaksiden çok daha parlak ve yüksek enerjiye sahip olarak gözlemleniyor. Radyo dalgaları dahi yayabilen bu cisimler ilk keşfedildiklerinde bunların dünyanın gözlemlenebilir evreninde yalnızca en uzak köşelerde, en yaşlı gök cisimleri oldukları düşünülüyordu.