gezegen

Güneş Sistemi İçerisindeki İstisnalar

İlk bakışta öyle görünse de Güneş Sistemi düzenli bir yapıda değildir. Oldukça asimetrik ve içinde birtakım istisnai özellikler taşıyan gökcisimleri barındıran bir oluşumdur. Kimi gökcisimleri diğerlerine ters yönde dönerken, kimileri uydusu olduğu cisme oranda oldukça büyüktür, kimisinin kolay açıklanamayan hareketleri vardır. Güneş Sistemi içindeki tüm gezegenler tam olarak aynı olmasa da çok yakın açılarla aynı düzlem üzerinde Güneş etrafında döner. Buna gezegensel disk deniyor. Gezegenlikten çıkarılıp cüce gezegen ilan edilmeden önce Plüton’un bu gezegensel diski yarıp geçen çok enteresan bir yörüngesi vardı.

Gökcisimlerinin Çekirdekleri

Başta Dünya ve diğer gezegenler olmak üzere, gökcisimlerinin kütleleri ve iç yapısı insanlık tarafından biliniyor. Günlük yaşamda bir nesnenin kütlesini tartarak ölçen, iç yapısını onu kırarak, veya kimi zaman bir aşama ileri gidip X-ışınlarıyla öğrenen insanoğlu için bu konu biraz kafa karışıklığı yaratabilir. Tabii bunun için radyasyonu kullanmak da yalnızca yumuşak ve görece ince yapılar söz konusu olduğunda yer. Bir de bunu her istenen yerde uygulayabilmek için Tüm bu veriler tamamen dolaylı yöntemlerle elde ediliyor.

Güneş Sisteminin En Tırt Gezegeni: Uranüs

Uranüs özelliksiz bir gezegen değil. Aslında Güneş Sistemi içindeki konumunda, kendine özgü birçok özelliği var. Fakat bu gezegen hiçbir zaman umursanamakta. Belgesellerde dahi üzerinde saatlerce isminin İngilizce telaffuzunun “Your anus” ifadesini andırması üzerine saatlerce geyik yapılır, özelliklerinden kısaca bahsedilir ve geçilir. Kendisine çok benzeyen Neptün dahi çok fazla şımartılan bir gezegen. Gerek rengi, gerek Plüton’un atılmasından sonra sistemdeki son gezegen sayılması, gerek üzerindeki büyük lekesi dolayısıyla Neptün’den her zaman uzun uzun bahsedilirken Uranüs’e karşı tık yoktur.

Bir Yıldız Sisteminde Canlılığın Oluşması İçin Gereken Etmenler

Bilinen yaşamın yalnızca Dünya’da oluşarak, başka gezegen ve yıldız sistemlerinde oluşmamış olmasının birçok nedeni var. Bu yalnızca Dünya’yı sarıp koruyan bir ozon tabakası olmasından çok daha karmaşık bir mevzu. Dünya’daki yaşamın korunmasında Jüpiter dahi büyük role sahip. Her şeyden önce dünya bir kayaç gezegen. Bunun anlamı sert bir zemin barındırıyor ve en üst katmanında yoğun olarak bulunan maddeler bugün bilinen organik maddelerin oluşabilmesi için yapı taşı konumunda. Dünya’daki hayat temel olarak Karbon atomunun üzerine kurulmuştur.

Ay ile İlgili Enteresan Gerçekler

Ay tüm Güneş Sistemi’ne bakıldığında gezegeni ile arasındaki ilişki en enteresan durumda olan uydudur. Her şeyden önce Ay Dünya’nın uydusu olabilmek için çok büyüktür. Bu da doğal olarak uydu şeklinde oluştuğu düşüncesini çürüten bir durum. Ay Dünya’nın yaklaşık dörtte biridir ve Güneş Sistemi üzerinde bu şekilde orana sahip başka bir gezegen - uydu ikilisi bulunmuyor. Ay ve Dünya’dan sonra sistemde en büyük orana sahip bir sonraki ikili, sekizde bir oranıyla Jüpiter ve Ganymede ikilisidir.

Plüton'un İlk Renkli Fotoğrafları Yayınlandı

Uzun yıllar gezegen statüsüne sahip görülen, 2008 yılında bu kategoriden alınarak cüce gezegen isminde yeni bir sınıfa dahil olan Plüton ve uydusu Charon’ın ilk renkli görüntüleri elde edildi. Görüntüler New Horizons uzay aracı tarafından çekildi. Görüntüler pek net değil, bunun nedeni New Horizons’ın Plüton’a 3 aylık mesafede bulunuyor olması ve Güneşten yansıyan ışığın çok az olması. Bu zamana kadar Plüton’un elde edilen görüntüleri siyah beyaz şekilde sınıflandırılmıştı. NASA’nın açıklamasına göre New Horizons uzay aracı Plüton’un yörüngesine girmek için durmayacak.

10 - 20 Yıla Dünya Dışı Yaşamla Karşılaşmak

Son günlerde NASA’dan gelen “Gelecek 10-20 yıl içerisinde uzaylılarla karşılaşmaya hazır olun” açıklaması gündemde olan konulardan biri. Açıklamayı NASA bünyesindeki önde gelen bilimadamlarından olan Ellen Stofan yapıyor. Bu eleman 10 yıl içerisinde dünya dışı yaşama dair kesin kanıtlar bulacakları konusunda emin. “Nereye bakacağımızı biliyoruz, nasıl bakacağımızı biliyoruz, teknolojimiz de var, saçım şekil önümden çekil” diyor. Yine NASA’da Heliofizik Bölüm Direktörü olarak bulunan Jeffrey Newmark da yandan kafayı uzatarak: “Bulacağız ama burada bilinçli küçük yeşil adamlardan değil; bakteriyel bir yaşamdan bahsediyoruz.